Mithat Yurdakul – Daha önce 2009 yılında gündeme gelen Katar-Türkiye Doğal GazBoru Hattı Projesi, Katar’daki doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasını öngörüyordu. Katar’dan başlayarak Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye’den geçtikten sonra daha sonra -rafa kaldırılan bir diğer proje olan- Nabucco hattı ile Avrupa’ya uzanması gündeme gelen proje için konuşulan bir diğer güzargah ise Bahreyn-Suudi Arabistan hattı olmuştu. Projeye dönemin Suriye Devlet Başkanı Esad’ın karşı çıktığı öne sürülürken, Esad’ındevrilmesinden sonra proje,yeniden kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, hat ile ilgili “Bütünlüğünü sağlamış, istikrarına kavuşmuş bir Suriye için niye olmasın. Olursa o hattın güvenli olması lazım. Dolayısıyla inşallah öyle olur, temennimiz o. Öyle olursa üretecek çok proje var” ifadelerini kullandı.
Merkez ülke stratejisi
Bir doğal gaz merkezi kurmak için harekete geçen Türkiye; bu sayede ekonomik ve siyasi açıdan bölgedeki konumunu güçlendirmeyi planlarken, kendi arz güvenliğini de desteklemeyi hedefliyor. Enterkonneksiyon hatları ve yeniden gazlaştırma altyapısı ile birçok farklı kaynaktan doğal gaz tedarik edebilen Türkiye, bu gazı Sakarya Gaz Sahası’ndan çıkan yerli Karadeniz gazıyla birleştirdikten sonra Avrupa’ya ulaştırarak doğal gazda merkez ülke hedefine yaklaşmayı öngörüyor. Bu kapsamda da yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da gaz kaynaklarının çeşitlendirmek büyük önem taşıyor.

Avrupa alternatif arıyor
Olası bir Katar-Türkiye projesinin iki ülke dışındaki en önemli ayağı ise Avrupa. Rusya’ya gaz bağımlılığını kırmak isteyen AB’nin de Rusya alternatifi projelere sıcak bakmasıöngörülüyor. Geçtiğimiz dönemde yaşanan enerji krizinin tekrarlanmasını istemeyen Avrupa, hızla tükenen gaz rezervleri nedeniyle yeni bir krize gebe. Avrupa’da gaz depoları mevsim koşullarıyla birlikte hızla erirken, kıta genelinde yaklaşık yüzde 45 artan gaz fiyatları Avrupa’yı alternatif rota arayışlarına sokuyor. Avrupa’nın enerji yetkilileri, Rus gazından bağımsız olmak için ithalat kapasitesinin artırılması gerektiğine dikkat çekerken, yaşanan son gelişmelerin Avrupa’nın Katar-Türkiye boru hattı gibi girişimlere yeşil ışık yakmasını kolaylaştırabileceği belirtiliyor. Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatındaki önde gelen ülkeler arasında yer alan Katar’ın da boru hattı projesini, LNG ihracatı ile birlikte kullanması ve dünya gaz piyasasındaki hakimiyetini pekiştirmeyi hedeflediği dile getiriliyor.

Kapsamlı planlama
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Katar-Türkiye gaz boru hattının hayata geçip geçmemesinde ekonomik etmenlerin belirleyici olacağını belirterek, “Boru hatlarının hayata geçebilmesi için yaklaşık yüzde 10 iç karlılık oranıgerekli. Aksi halde böylesi büyük yatırımlara kimse girmek istemeyecektir. Diğer taraftanolası Katar gazının bir kısmı Türkiye’ye verilse de, diğer kısmı için İtalya veya Baumgarten piyasalarına erişme gereğiortaya çıkacak. Dolayısıyla, binlerce kilometre güzergahı kat edecek bir boru hattının bu bağlamda çok kapsamlı bir planlama sürecine ihtiyacı olacak” diye konuştu.
Katar nasıl dahil olur
Katar gazının LNG olarak zaten Avrupa’ya gittiğini vurgulayan Akyener, “Hürmüz Boğazı’nda, Babülmendep Boğazı’nda veya Süveyş Kanalı’nda aşırı ve kalıcı sorunlar yaşanmaya başlarsa, bu minvaldeki boru hattı alternatiflerinin değerlendirilmesi daha kolay olacak. Diğer taraftan daha önce Avrupa’nın yaşadığı gaz krizleri gibi sebeplerle yüksek seviyelerde kalıcı hale gelen doğal gaz fiyatları da alternatiflere meyli hızlandıracak. Fakat bu şartlar ortada yokken, bu minvaldeki öneriler gündeme gelse de, gerçekleşmesi için uygun zaman beklenecektir. Yoksa, Katar gazı zaten LNG’yle Avrupa’ya gidiyor iken Baumgarten piyasasına kadar 4500 km civarı yol kat etmesi gereken bir boru hattına belki 25 milyar dolardan fazla yatırımı yapmak pek de makul olmayacak” dedi.
Irak ve Suriye’de fırsat
Bölgede özellikle Irak ve Suriye’nin içinde olduğu başka enerji alternatifleri de olduğuna dikkat çeken Akyener, “Irak’ta planladığımız Kalkınma Yolu projesi hayata geçerse zaten oralarda da güvenlik sağlanmış demektir. Projeyle birlikte şu anda işletilemeyen petrol – gaz projeleri hayata geçebilecek ve yıllık olarak yakılan yaklaşık 30 milyar m3’lük doğal gaz ekonomiye kazandırılabilecektir” dedi.Akyener, Suriye’de PYD temizlendikten sonra yatırımların başlaması akabinde 5 yıl içinde petrol sahalarından günlük 1 milyon varil üretim yapılabileceğini,Suriye’nin deniz alanlarında Rusların keşfettiği doğal gaz kaynaklarının da üretime alınabileceğini kaydetti.

En son bilgiler

WordPress Double Opt-in by Forge12