Zürih – Balkanlar ve ötesinden günümüzün çok kültürlülüğünün birleşimi

Zürih, Zürih Gölü’nün kuzey alt ucunda, deniz seviyesinden 408 metre yüksekte, batı ve doğu taraflarındaki ormanlık tepelerin arasında yer alan, Alplerin heybetli manzarasına sahip bir konumda yer almaktadır.

Eski şehir, gölden çıkıp önce kuzeye doğru akan, sonra keskin bir şekilde batıya dönen Limat nehrinin her iki yakasında uzanıyor. Kentin coğrafi ve tarihi merkezi, Limat’ın batı kıyısında, nehrin gölden çıktığı yerin yaklaşık 700 metre kuzeyinde küçük bir tepe olan Lindenhof’tur. Bugün şehir, çevredeki tepelerin doğal sınırlarının biraz ötesine uzanıyor ve kuzeydoğuda Glatt ve kuzeyde Limat vadilerini içeriyor. Eski Kent’in sınırları Schanzengraben kanalı boyunca kolaylıkla tanınabilmektedir. 17. ve 18. yüzyıllarda üçüncü duvarın yapımında yapay su yolları kullanıldı.

Günümüzün Zürih şehrinin kısa tarihi – çok kültürlülüğün birleşimi

2.000 yılı aşkın süredir kalıcı olarak yerleşim yeri olan Zürih, Romalılar tarafından kurulmuş ve buraya Turicum adı verilmiştir. Ancak yaklaşık 7000 yıl öncesine dayanan erken yerleşim yerleri bulunmuştur.
Roma zamanında Turicum (bugünkü Zürih), Galya Belgica sınırında bir vergi toplama merkeziydi.
Zürih, 1218’de Zahringer ailesinin ana soyunun yok olmasıyla egemen oldu ve ona devlet statüsüyle eşit bir statü verildi.

1 Mayıs 1351’de Zürih sakinleri, İsviçre Konfederasyonunun dört üyesinin (Luzerne, Schwyz, Uri ve Unterwalden kantonları) temsilcilerine sadakat yemini etmek zorunda kaldı. Böylece Zürih, o zamanlar aslında bağımsız devletlerden oluşan gevşek bir konfederasyon olan Konfederasyonun beşinci üyesi oldu.

Orta Çağ boyunca Zürih bağımsız ve ayrıcalıklı bir egemenlik statüsü kazandı ve 1519’da Almanca konuşulan İsviçre’de Ulrich Zwingli liderliğindeki Protestan canlanmasının doğum yeri ve merkeziydi.

16. ve 17. yüzyıllarda Zürih konseyi izolasyon tavrını benimsedi ve bunun sonucunda 1624’te ikinci bir heybetli duvar halkası inşa edildi. Avrupa’yı kasıp kavuran Otuz Yıl Savaşları, şehri bu duvarları inşa etmeye sevk etti; bu da birçok kaynağın anlaşma olmadan diğer bölgelerden alınmasını gerektirdi. Bu konudaki memnuniyetsizlik acımasızca bastırıldı. 1648’de Zürih, bağımsız ve egemen bir şehir olarak önceki statüsünü değiştirerek kendisini Cumhuriyet ilan etti.

17. yüzyılda büyük bir genişleme ve gelişme yaşandı. 1847’den itibaren İsviçre topraklarındaki ilk demiryolu olan Spanisch-Brötli-Bahn, Zürih’i Baden’e bağlayarak Zürih ana tren istasyonunu İsviçre demiryolu ağının başlangıç ​​noktası haline getirdi. Günümüzün ana tren istasyonu binasının tarihi 1871 yılına kadar uzanmaktadır. Zürih Demiryolu Caddesi (Bahnhofstrasse) 1867’de inşa edildi ve Zürih Borsası 1877’de kuruldu.

Sanayileşme şehirlere göçe ve özellikle Zürih’in banliyölerinde hızlı nüfus artışına yol açtı.
Bugün Zürih, İsviçre’nin başkenti değil, Zürih Kantonu’nun başkenti olarak ülkenin en önemli sanayi, finans ve çok kültürlü şehridir.

Roma dönemindeki bir vergi toplama merkezinden İsviçre’nin ana sanayi ve çok kültürlü şehrine

Bugün Zürih önde gelen küresel bir şehirdir ve dünyanın en büyük finans merkezlerinden biridir. Şehir çok sayıda finans kurumuna ve bankacılık devine ev sahipliği yapıyor. Ayrıca araştırma ve geliştirme merkezlerinin çoğu Zürih’te yoğunlaşıyor ve düşük vergi oranları yabancı şirketlerin merkezlerini burada açmasını sağlıyor.

2006’dan 2008’e kadar yapılan çeşitli anketlere göre Zürih, dünyanın en yüksek yaşam kalitesine sahip şehri ve Avrupa’nın en sağlıklı şehri ilan edildi.

Aralarında İsviçre Ulusal Müzesi ve Kunsthaus’un öne çıktığı müze ve sanat galerilerinin sayısı etkileyicidir. Zürih aynı zamanda Almanca konuşulan dünyanın en ünlü tiyatrosuna da ev sahipliği yapmaktadır.

İsviçre’nin en büyük şehri olan Zürih, ülkenin yalnızca ekonomik merkezi değil aynı zamanda kültürel çeşitliliğiyle de dikkat çekiyor.

Bugün dünyanın her yerinden insanlar bu şehirde yaşıyor. Bu da şehri dinamik ve çok kültürlü bir yaşam alanı haline getiriyor. Dünyadan gelen göçmenler arasında bu kozmopolit metropolde en çok Türkiye bölgesinden gelen göçmenler çoğunlukta. Ayrıca Batı Balkanlardan çok sayıda göçmen, Makedonlar, Arnavutlar, Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar var, bir zamanlar göç eden Zürih onların evi oldu.

Zürih’te kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak gezilecek yerler

Zürih Gölü şehrin en popüler yerlerinden biridir. Alpler’e bakan nefes kesen konumuyla burada gölde tekne turlarına katılabilir veya kıyılarında yürüyüş yaparak doğanın tadını çıkarabilirsiniz.
Eski şehir “Alstadt” ise tarihi sokakları, butikleri ve ünlü kiliseleriyle Zürih’in ruhunu yansıtan bir bölgedir.

Sokak – “Tren İstasyonu Caddesi”, Bahnhofstrasse, 1864 yılında şehir surlarının (surların) yıkılması ve duvarların önündeki hendek doldurulmasıyla oluşturulmuştur.

Bugün Bahnhofstrasse lüks alışverişin merkezi olarak biliniyor. Dünyaca ünlü markaları bulabileceğiniz bu cadde ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Zürih’teki en büyük ve en popüler yıllık etkinliklerden biri, aynı zamanda tekno ve dans müziği dünyasının en büyük festivali olan “Sokak Geçit Töreni”dir. Etkinlik, Ağustos ayının ikinci Cumartesi günü Zürih Gölü kıyısında gerçekleşiyor. Bu geçit töreni ilk kez 1992 yılında yaklaşık 1000 katılımcıyla düzenlendi. 2001 yılına gelindiğinde katılımcı sayısı 1 milyona çıktı.

Uetliberg tepesi – Zürih’in güzel manzarasını görmek için ideal bir yer. Yürüyüş yapmayı sevenlerin de gözde rotalarından biri.

Sanatla ilgileniyorsanız, Kunsthaus Avrupa’nın en önemli sanat galerilerinden biridir ve sanatseverler için bir cennettir.

Zürih Operası Avrupa’nın önde gelen opera binalarından biridir. 1834 yılında inşa edilen bu tiyatro, Zürih’in kalbindeki ilk kalıcı tiyatroydu. O dönemde burası Richard Wagner’in faaliyetlerinin merkeziydi. Daha sonra 1890’da tiyatro neo-klasik tarzda restore edildi ve süslemelerle süslendi. Dış cephesi beyaz ve gri taşlardan yapılmış olup Wagner, Weber ve Mozart’ın büstleriyle süslenmiştir. Daha sonra Schiller, Shakespeare ve Goethe’nin büstleri eklendi. Oditoryum rokoko tarzında tasarlanmıştır. Opera Binası yılda bir kez İsviçre Konfederasyonu Başkanı ve İsviçre’nin iş ve kültür seçkinlerinin katılımıyla Zürih Balosuna ev sahipliği yapıyor.

Ayrıca özellikle hayvan severlerin ziyaret etmesi gereken önemli yerlerden biri de Zürih Hayvanat Bahçesi’dir. Aileler için eğlenceli bir seçenek olan hayvanat bahçesi, hayvanların doğal yaşam alanlarına benzer bir yaşam sağlayacak şekilde tasarlandı.

Zürih kültürel çeşitliliği, doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla her yıl binlerce turisti çekmeyi başarıyor. Bu şehirde herkese yeni keşifler yapacak bir yer mutlaka var!

    En son bilgiler

    WordPress Double Opt-in by Forge12