Evrin Güvendik – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Meclis Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Araştırma Komisyonu’nda sunum yaptı. Göktaş, bakanlık olarak yeni bir projeyi yakın zamanda yaşama geçireceklerini belirterek, şu bilgiyi verdi:
Failin profili…
“Şiddet Uygulayanlara Yönelik Psiko-Sosyal Destek Hizmetlerinin Modellenmesi’ projemiz ile şiddet uygulayanların psikolojik profillerini tespit edeceğiz. TÜBİTAK ile iş birliğinde Türkiye’de ilk defa gerçekleştireceğimiz bu projeyle faillere yönelik programlar geliştireceğiz. Böylece şiddet uygulayanlara yönelik etkin psikososyal müdahalelerle şiddet döngüsünün kırılmasını hedefliyoruz.”
‘Daha etkin olacak’
ALO 183 hattıyla, herhangi bir şiddet riskiyle karşılaşan kadınların 7 gün 24 saat yanlarında olduklarını söyleyen Göktaş, “112 Acil Çağrı Merkezi’ne ülkemizin en ücra köşesinden dahi ulaşılabiliyor. Biz de ALO 183 hattımızı, İçişleri Bakanlığı iş birliğinde 112 Acil Çağrı Merkezine entegre ediyoruz” dedi. Sorular üzerine konuyu detaylandıran Göktaş, şunları dedi:
“Alo 183’ü özellikle kadın ihtisaslaşmış hat olarak belirlemek istiyorum. 183 şiddet hattı, biz en çok çocuk ihbarı alıyoruz orada, 2’nci konu da kadın ihbarı alıyoruz. Aslında hem kadın ihbar hattını hem çocuk ihbar hattını ayırmak istiyoruz.”
Hane bazlı müdahale
Göktaş, 2024 yılında devrim niteliğinde iki yeni mekanizmayı hayata geçirdiklerini anlatırken ise şöyle konuştu: “İlki Sosyal Risk Haritası. Bu uygulamayla 81 ilimiz ve 922 ilçemizde, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve bağımlılık gibi tehditleri önceden belirlemek için hane bazlı bir erken müdahale sistemi oluşturuyoruz. Adalet, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık, Gençlik ve Spor ve diğer bakanlıklarımızın verileriyle entegrasyon sağlayarak riskli durumları tespit edebileceğiz. Örneğin, Sağlık Bakanlığı verilerinden hareketle psikiyatri tedavisi görmekte olan kişilerin eş ve çocuklarına ilişkin ayrı bir çalışma yapılarak, varsa tehlikeli durumların önüne geçmeyi hedefliyoruz. Çünkü son aylarda gördüğümüz bazı şiddet vakalarında ailelerin aslında hiçbir şekilde şiddete yönelik bir müracaatta bulunmadıklarını görüyoruz. Faillerin psikiyatri veya farklı tedaviler gördüğünü biliyoruz. ‘Riskleri tespit edebiliriz? ŞÖNİM’lerimize veya emniyete herhangi bir şikayette bulunmayan vakaları ancak tedavi gören erkek tarafından şiddete kurban giden bir kadını nasıl daha iyi koruyabiliriz?’ kısmında bu mekanizmamızın etkili olacağını düşünüyoruz. İçişleri Bakanlığı’ndan aldığımız verilerle suça bulaşmış kişilere yönelik profil çalışmaları yaparak olası riskleri önlemeyi de amaçlıyoruz. Mahalle muhtarları, okul öğretmenleri de dahil olmak üzere tüm kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla koordinasyon halinde bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Çalışmamızın pilot uygulamasını başlattık. En yakın zamanda Türkiye genelinde yaygınlaştıracağız.”
İstanbul Sözleşmesi
İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Göktaş, “Kadına yönelik şiddetle mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsedilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesinden çok daha önce başlamıştır. Sözleşmeden çıkılması da bu mücadelemizin kesintiye uğraması anlamına gelmemektedir” ifadelerini kullandı.