Servet Yıldırım – Dünyanın önde gelen ekonomileri 2025’e yavaşlamış bir ekonomi, artmış bir jeopolitik tedirginlik ve yüksek belirsizlik ile giriyorlar.
– Avrupa’da ekonomik durgunluk: Türkiye ekonomisinin sağlığı açısından kritik öneme sahip olan Avrupa, hem içpolitik istikrarsızlığın etkisinde hem de Trump’ın gelişi ile başlaması beklenen ticaret savaşları tehdidi ile karşı karşıya. Avrupalılar bir yandan da durgunluk içindeki ekonomilerini canlandırmaya çalışıyorlar. Nitekim Avrupa Merkez Bankası bu yıl dört defa faiz indirdi. Ve daha fazlası için de kapıyı açık bıraktı.
Tek olumlu gelişme enflasyon ile mücadelede belirli bir noktaya ulaşılması ve enflasyon endişesinin Avrupa’da dağılıyor olması. Ama Avrupa’yı asıl düşündüren Çin ve ABD gibi rakiplerinin gerisinde kalmaya başlaması. Avrupa’nın zayıflaması, bizim en büyük ve en istikrarlı pazarımızın zayıflaması anlamına geliyor.Yani Berlin’deki bir işletmenin faaliyetlerinin zayıflamasının etkisini Kahramanmaraş’taki bir tekstil ya da Bursa’daki bir otomotiv parça üreticisi de hissedecektir.
– İngiltere’de resesyon korkusu: İngiltere Brexit’ten bu yana kendisini toparlamaya çalışıyor. Tek başına ayakta durabileceğini kanıtladı ama mevcut ekonomik yapısı ile bir zamanlar üzerinden güneşin eksik olmadığı günlerine dönemeyeceği de anlaşıldı. İngiltere de Avrupa gibi bizim için önemli bir ticaret ortağı ve o da Avrupa gibi durgunlukla boğuşuyor.2023 sonunda girdiği resesyondan 2024 ilk yarısında çıkmıştı ama sonra tekrar hız kesti ve hatta ekimde ekonomi büyümek yerine küçüldü. İngiltere’ye mal satan ve İngiltere için üretim yapan iş insanlarımızınsıkıntısı 2025’te de devam edecek gibi görünüyor.
– Çin ticaret savaşına hazırlanıyor: Yıllarca konuştuğumuz Çin mucizesinde de büyüme sıkıntıları yaşanmaya başlandı. Bir zamanlar çift haneli büyüme yakalayan ve dünyanın üretim üssü haline gelen Çin’de büyüme son zamanlarda “Çin ölçeğine göre” çok yavaşladı.
1.4 milyar insanı doyurmak gibi bir zorunluluğu olan Çin’in şu andave gelecek yılen büyük meselesi ekonomiyi tekrar canlandırmak olacaktır. Trump’ın başlatacağı ticaret savaşına hazırlık yapan Çin bu uğurda gerekirse daha fazla bütçe açığına katlanacağını açıkladı. Çin yavaşlayınca dünyadaki bir çok emtianın ve hammaddenin fiyatları da azalıyor ama küresel ekonomi de yavaşlıyor.
– Japonya yolunu bulmaya çalışıyor: Japonya’da da iş dünyasının tadı yok. Geçen hafta açıklanan Tankan endeksi beklenenden iyi çıksa da borsalar geriledi, yen ise zayıflamaya devam etti. Oyunda geri kalan ve süper ligden birinci lige inen Japonya, ticaretin zorlaşacağı önümüzdeki dönemde ne yapacağını bulmaya çalışıyor.
Japon Merkez Bankası şimdilik faizleri yatay tutuyor ama koşullar onu herkesin faiz indirdiği dönemde bir faiz artışı yapmak zorunda kalabilir.
– ABD dünyayı sallamaya devam edecek: Küresel ekonominin en büyüğü ABD’yi en sona bıraktık çünkü dünyadaki diğer ekonomilerin tadı kaçıyorsa bunun başta gelen müsebbibi ABD. 2021 ve 2022’de enflasyonu geçici zannedip geç kalan ve daha sonra hızla para politikasını sıkıp küresel faiz artırımının önünü açan Amerikan ekonomisi Fed başkanı Powell’in da dediği gibi “Dünyadaki diğer büyük ekonomilerin gıpta ettiği bir durumda” bulunuyor.
Büyüyen bir ekonomi, makule yaklaşan bir enflasyon ve düşük bir işsizlik oranı ile açık ara diğerlerinden daha iyi bir görüntü sunuyor. Bu tabloda Fed’in faiz indirimlerine devam etmesi bekleniyor ama ciddi bir belirsizlik var: Trump faktörü. Ocakta Beyaz Saray’a yerleşecek olan Trump sözünü ettiği gümrük tarife artışlarını ve içeride vergi indirimlerini yapacak mı? Ticaret savaşlarını başlatacak mı? Petrol ve gaz yatırımlarını artıracak mı? Bütçe harcamalarını pompalayacak mı? Yani ABD her zaman ki rolünü oynayıp küresel ekonomiye rahatsızlık dalgası yaymaya devam edebilir.

En son bilgiler